. Bir gün bahçesine giderken, yara bere içerisinde yerde yatan bir gelincik görür. İçi yanar bu duruma ve gelinciğe yardım etmek ister, ama bunu gören köylüler dur ne yapıyorsun sana zarar verir diye selenseler de kadın gelinciği alır ve evine götürerek yaralarını iyileştirir.
Kendisine arkadaş olması açısından, yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlar. Gelincik, kadının yanından bir an bile ayrılmaz olur. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşmıştır. Birkaç ay sonra kadının çocuğu doğar çok mutludur. Tek başına bütün zorluklara göğüs germek ve çocuğuna bakmak zorundadır.
Günler geçer ve kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak zorunda kalır. Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır.Aradan biraz zaman geçer ve anne eve döndüğünde kapıda gelinciğin kanlı ağzını görünce hemen bir balta alır, ve çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür,çok sevdiği gelinciği. Can havliyle içeriye bebeğine bakmaya koşar, bakar ki bebek uykudan uyanmış gülücükler saçarak annesine bakıyor. Anne beşiğin etrafında kanları görünce, bakar ki kocaman bir yılan kanlar içerisinde yerde yatıyor. Aslında gelincik, yaralarını iyileştiren annenin bebeğini yılandan korumuştur.
Einstein`in söylediği rivayet edilen bir söz vardır,
İnsanlardaki önyargıyı parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zordur demiş.
Anekdotta da gördüğünüz gibi, önyargı kötüdür. Keşke Darıca da imara açılmak istenilen alan için önyargı deselerdi, ama maalesef öyle değil. DarıcaPirireis mahallesindeki tarım alanının imara açılması konusunda, Anayasanın 56.maddesinde, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ödevi olduğu düzenlenmiştir. Anayasanın 57. maddesi uyarınca ise, Devletin, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alması gerekmektedir.
Yine 2872 sayılı çevre kanunu uyarınca, başta idare olmak üzere herkes, çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlü olmakla birlikte çevreyle ilgili değeri olan yeşil alanların, imar plan kararları dışında kullanılması mümkün değildir.
Bu çerçevede, Darıca Pirireis mahallesindeki mevcut imar planlarında yeşil alan ve tarım alanı, konut alanına dönüştürülmesi, imar planı bütünlüğünü bozduğu gibi kentin yeşil ve tarım alan ihtiyacına ve kentte yaşayan vatandaşlarımızın sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına açıkça aykırıdır. Çevre kanunu, imar kanunu ve ilgili mevzuata dayanılarak yapılan imar planlarıyla getirilen düzenlemeler, sağlıklı yaşam çevrelerinin oluşturulması amacıyla belirlenmiş standartlar ve kurallar olup yapılaşmaya uygun olmayan bir alanı imara açarak konut alanı olarak belirlemek, sağlıklı bir yaşam ve dengeli bir çevre oluşturma ilkesine açıkça aykırıdır.
Yine çevre kanunu hükümleri uyarınca, çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkı esas olmasına rağmen ilçenin imar, kentleşme ve çevre politikasına önemli bir müdahale içeren böyle bir kararda, konunun birinci dereceden muhatabı olarak meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve ilçedeki vatandaşların görüşlerinin alınmaması gerektiği, bir oldu bittiye getirilerek, halka rağmen belirlemek veya bu çerçevede kararlar almak son derece isabetsizdir. Darıca’daki tüm vatandaşların yararlanmasına açık bulundurulması gereken Pirireis bölgesindeki mevcut ağaçlandırma, tarımarazisinin ve yeşil alanların korunması ve geliştirilmesi yerine, bu yeşil alan varlıklarının ve güzelliklerinin adeta yok olması sonucunu doğuracak şekilde yapılanmaya açılmasının, tren hattı ile deniz arasına sıkışmış Darıca’yı daha da yaşanmaz hale getirilecektir.
Yeşilalanların, tarım alanlarının ekolojik, sosyal, ekonomik ve fiziksel yönden birçok işlevinin olduğu açık olduğu halde tüm bu işlevlerin yok sayılması, yeşil alanların konut alanına çevrilmesine imkan verilmesi doğru değildir. İlçemizde kişi başına düşen yeşil alan oranının ortalamanın çok çok altında olduğu açıkken mevcut yeşil alanların da imar gerekçesiyle ortadan kaldırılmasının toplum ve çevre sağlığı açısından çok olumsuz sonuçlar ortaya çıkaracağı kuşkusuzdur.
Kentsel yeşil alanlar, kent sakinlerinin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen kentin temel donatılarından biridir. Yeşil alanların büyüklüğü ya da kişi başına düşen yeşil alan miktarı, giderek toplumların gelişmişliğinin bir ölçütü olarak kabul görmeye başlamıştır. Yapılan araştırmalar genel olarak yeşil bir ortam içerisinde yaşayan insanların ruh ve beden sağlığının daha olumlu bir yönde geliştiğini göstermiştir.
Geleceğin kentlerinin daha sağlıklı yaşanabilir yerler olabilmesi için kentlerde daha fazla yeşil alanlara gereksinim duyulduğu açıktır. Artık yeşil alanların eksikliğinin insanların yaşamını tehdit ettiği bilimsel olarak ortaya konmuş bir gerçektir. Bu kapsamda mevcut yeşil alanların daha sıkı korunması ve kentte yaşayan nüfus başına düşen yeşil alan oranının artırılması gerekirken, aksi yöndeki bu karar hem hukuka hem de vicdana uygun değildir. Bu çerçevede alınacak karar hukuka, imar planlarına, şehircilik ve planlama ilkelerine, kamu yararına, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına açıkça aykırı olduğundan yetkilileri ve ilgilileri bir an önce bu yanlış karardan dönmelidir.16 km sahil şeridi var ama balıkçılık yok, tarım alanları var ama tarım yok edilmeye çalışılıyor. Darıcanın tek tarım ve yeşil alanları yok edilmemelidir.
Bu tartışmalar devam ederken Türkiye’nin ilk iklim kanunu, 2 Temmuz 2025 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaşmıştır.İklim kanunudüzenlemesi bakıldığında doğayı koruyan, sera, ve karbon gazısalımına son verecek diye düşünebilirsiniz, ama durum daha da vahimdir. Yasalaşan iklim kanunu özelde yaşadığımız Darıca, genelde ülkemizin tarım, hayvancılık ve Türkiye’de ortalama %90olan Kobileri, küçük ve orta ölçekli sanayiyi zora sokacak bir yasadır. Daha doğrusu bu bir Emperyalist yasadır.
Bu haftaki kitap önerisi olarak, yazımızla da bütünleşecek olan, John Perlin’ninBir Orman Yolculuğu kitabıdır.
Saygılarımla…